
Yaz tatilinin verdiği boşlukla hobilerime oldukça zaman ayırabilme fırsatı yakaladım. Oyun oynamak, kitap okumak, anime/drama/film izlemek gibi yapmayı özlediğim şeylere yöneldim. Biraz da bölümümle ilgili olduğu için Philippa Gregory'nin Tudor serisini okumaya karar verdim (ki daha önce Boleyn Kızı'nı okumuştum) Oldukça keyifle okuduğum Kraliçenin Soytarısı'nda biraz olsun Mary'nin psikolojisini çözebildim. Kraliçe Mary'nin "Kanlı Mary" olarak anıldığını biliyorsunuzdur ama gaddarlığının arkasında da bir nedeni var, yalnızlığının ve çaresizliğinin dışa vurumu insanları yaktırmasının nedeni. Kocası tarafından terk edilmiş, bir çocuk sahibi bile olamayan oldukça çaresiz bir kadın, çocuk sahibi olamamasının nedeni olarak ise babasının getirdiği protestanlık, bu nedenle babasının kurduğu düzeni tamamen yıkıp eski düzeni (yani Katolik inancını) tekrar ülkeye getirmeyi amaç ediniyor ki ona göre erkek veliaht doğuramamasının nedeni bu. Sadece 8 yıl tahtta kaldıktan sonra ağır depresyondan hastalanıp ölüyor, kocası İspanyol Phillip karısının ölümünü bile beklemeden ondan daha genç ve daha güzel olan üvey kız kardeşi Elizabeth'e evlenme teklif ediyor. Bana göre Mary'nin başarısız bir kraliçe olmasının nedeni evlenmek ve her şeyini ona bağlaması, belki Elizabeth de evlenseydi ortaya böyle bir sonuç çıkacaktı kimbilir.


Kısaca bu aralar pek bir Tudors modundayım, bakalım daha ne kadar sürecek bu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder